Ακίνητα: A… Shame in the Sun

Αλγεινή εντύπωση προκάλεσε η κίνηση Άγγλου πολίτη να αναρτήσει υβριστικά και δυσφημιστικά πανό για την Κύπρο έξω από την έκθεση A Place in the Sun που διοργανώθηκε στο Λονδίνο.

Το InBusinessNews που αναφέρθηκε στο θέμα και την περασμένη βδομάδα, εξασφάλισε φωτογραφίες από τον κ. Λέανδρο Μαυρομμάτη, Σύμβουλο Ακινήτων στην Aristo Developers από τη διαμαρτυρία του Άγγλου Conor O’Dwyer έξω από τον χώρο της έκθεσης. H κατάσταση δημιούργησε μία πάρα πολύ κακή εντύπωση τόσο στους επισκέπτες όσο και στους 200 εκθέτες από 40 χώρες.

Ο κ. O’Dwyer υποστήριζε πως ακίνητο που αγόρασε στην ελεύθερη επαρχία Αμμοχώστου, πουλήθηκε για δεύτερη φορά από τον developer χωρίς ο ίδιος να γνωρίζει κάτι ενώ έχασε και τα λεφτά του. Περαιτέρω, ο ίδιος και μέλη της οικογένειας του κρατούσαν φωτογραφίες που τον έδειχναν σε κρεβάτι νοσοκομείου, μετά που όπως υποστηρίζει ξυλοκοπήθηκε από άτομο της εταιρείας που τον εξαπάτησε.

Όπως πληροφορηθήκαμε, οι εκκλήσεις των κυπριακών εταιρειών για να απομακρυνθεί ο κ. O’Dwyer εισακούστηκαν μόνο εν μέρει, αφού η τοπική αστυνομία απλά του ζήτησε να μετακινηθεί σε άλλο σημείο, το οποίο και πάλι ήταν η βασική οδός για κάποιον που ήθελε να πάει στην έκθεση.

Στην έκθεση έλαβαν μέρος τέσσερις κυπριακές εταιρείες. Η Aristo Developers, Hadjivasili Bros Property Developers, Pafilia Property Developers και Loizos Iordanou.

Αυτό που ενόχλησε περισσότερο, όπως μας ειπώθηκε, είναι το γεγονός πως ο παραπονούμενος, με αφορμή ένα μεμονωμένο γεγονός, το οποίο δεν αποδείχθηκε ότι ευσταθεί, κατηγορούσε ολόκληρη την Κύπρο ότι είναι η χώρα της απάτης.

Original article
14.04.2010
antonis@imh.com.cy

Yaşamları allak bullak oldu

Aldıkları villaya taşınmayı beklerken, bir başka İngiliz’e daha yüksek ücretle satılan evlerine giremeyen O’Dwyer ailesi, şimdi Surrey yakınlarındaki kiraladıkları evde yaşıyor. Anne Michaela 8 ve 13 yaşındaki iki kızının olaylardan çok etkilendiğini belirterek; “ailemizin tüm yaşantısı allak bullak oldu” dedi

Aldıkları villaya taşınmayı beklerken, bir başka İngiliz’e daha yüksek ücretle satılan evlerine giremeyen O’Dwyer ailesi, şimdi Surrey yakınlarındaki kiraladıkları evde yaşıyor. Anne Michaela 8 ve 13 yaşındaki iki kızının olaylardan çok etkilendiğini belirterek; “ailemizin tüm yaşantısı allak bullak oldu” dedi

O’Dwyer ailesi, Londra’ya 1,5 saat uzaklıkta yemyeşil Surrey bölgesinde yaşıyor. Daha önce de aynı bölgede 4 yatak odalı evleri varmış. Bu evi Kıbrıs’ın Güneyi’ne yerleşmek amacıyla satarak, parasını oraya yatırmışlar. Ancak istedikleri hiçbir şey planladıkları gibi gitmemiş. Conor ve eşi Michaela’nın biri 13, diğeri 8 yaşında Courtney ve Zoe adlı iki kızı var. 4 yıl önce çocuklarını Yunanca öğrensinler diye kursa yazdıran çift, şimdi o günleri anmak bile istemiyor.

YENİDEN BAŞLAMA MÜCADELESİ
Leatherhead yakınlarındaki evlerinde, bıraktıkları yerden hayata yeniden başlama mücadelesindeler. Baba Conor, 40 yaşında, ithalat yapan bir işadamı.. Güney Kıbrıs’ın AB’ye üye olması ve orasını askerlik günlerinden tanıması nedeniyle, Dikelia üssüne yakın bir yerde ev aradıklarını söylüyor. Adaya yaptıkları seyahatlerden birinde Paralimni yakınlarındaki yeni siteyi gezip, planlarını incelerler. Ve burasını beğenip, almaya karar verirler.

3 YILLIK HAKSIZLIK
Conor O’Dwyer, neredeyse son 3 yılını villasıyla ilgili uğradığı haksızlığa adamış durumda. İnternette açtığı web sayfasının bir hayli takipçisi var. www.shameoncyprus.com’a girerseniz bağlantılı linklerini, başından geçenleri, belgelerini orada okuyabilir, görebilirsiniz.
Eski asker, hem acı tecrübe yaşamanın ağırlığını taşıyor. Hem de bir yerde; “iyi ki gençmişiz. Biz her şeye yeniden başlayabiliriz. Ya bizim gibi aldatılan, dolandırılan yaşlılar ne yapsın” diyerek, bir parça teselli bulmaya çalışıyor.

İŞ KURACAKTI
Evinden ithalat yapan Conor O’Dwyer, aynı işini Kıbrıs’ta da devam ettirecek, internet üzerinden hediyelik eşya ve başka şeyler pazarlayacaktı. Ayrıca eşiyle Aya Napa yakınlarında bir de dondurma yeri açmak istiyorlardı. Ancak tüm hayalleri, villa skandalıyla son buldu.

“ ‘BAŞINI KOPARTALIM’ DİYE BAĞIRDILAR”

“Tanıştığımız Rum müteahhit Christophes Karayiannas ve oğlu Marios bize çok yakınlık gösterdiler. Hele baba Karayiannas, çocuklarımı dizlerinde zıplatıp, sitede çocuk parkı, yüzme havuzunu nereye yapacaklarını bize neşeyle anlatıyordu. Şimdi bunlar aklıma geldikçe çok sinirleniyorum. Bir aileyle böyle nasıl oynanır? Nasıl gözümüze baka baka yalan söylerler? İşin en acı yanı, Karayiannas, 1974’de Kuzey’den kaçtığını ve geride kalan köyünün adını bu siteye verdiğini söylemişti. Sitenin adı Ayios Sergios’du. Müteahhit bir yerde Türkleri suçlarken, köyünün adını verdiği sitede bize satıp, yarı parasını aldığı villamızı bir başkasına ikinci defa satmakta sakınca görmemişti. Paramız bankasında, baba-oğul bana iki kere saldırdılar. ‘Başını kopartalım, kolunu kıralım’ diye Rumca bağırdıkları videolar internette. Ve açtığım dava Baş Savcı tarafından ‘kriminal’ suç unsuru olmadığından ceza davası kabul edilmedi. Sivil mahkemeye gitmem söylendi. Bu nasıl bir standart? Son 4 yılda en az 20-25 kere adaya gittim. Saldırıya uğrayıp, hastanelik oldum. Ne sesimi duyan oldu, ne paramı geri alabildim. Zaten müteahhit bana ilk yazdığı mektupta paramın bir kuruşunu bile geri alamayacağımı yazmıştı”.

100 BİN STERLİN TAZMİNAT

COnor O’Dwyer, anlattıkça kızıyor, kızdıkça duygusallaşıyor. Eşi Michaela sık sık söze giriyor. Çocuklar okuldan gelmeden bu konuşmaları yapmamız gerekiyor. Onların daha fazla üzülmesini haklı olarak istemiyorlar. Aile bu işten baştan sona çok etkilenmiş durumda.
Baba O’Dwyer’ı en fazla kızdıran ise Baş Savcının kararı. 2006 ve 2008’de iki kere baba-oğlun saldırısına uğrayan, hastanelik olan eski asker, her saldırıyı videoya almış ve bunu sitesinde ve Youtube’ta gösteriyor. Zaten müteahhitleri en fazla kızdıran da bu davranışı. Onlar da villa için ödedikleri 100 bin sterlinin üzerine yatmışlar, tabiri yerindeyse.

‘HEM SAVCI, HEM YARGIÇ OLDULAR’
“Ödediğimiz tüm para 100 bin Sterlin. Bundan sonra zaten ödeme almadılar bizden. Çünkü bir başka İngiliz’e Michelle McDonald’a evi daha fazlasına satmış. Bizden aldığı parayı, internetteki yayınlardan dolayı kendilerine tazminat olarak değerlendirmiş ve vermemeye karar vermişler. Bana söyledikleri bu. Hem yargıç, hem savcılık yaptılar. Güney Kıbrıs’ta on binlerce İngiliz’in evi var. Benim gibi mağdur çok sayıda insan var. Ne yazık ki Rum makamları İngilizlere adil, eşit davranmıyor. Kendileri için yasaları kullanıyorlar, ancak yabancıları korumuyorlar. Şimdi de baba-oğlun sesini kaydettiğim, filmlerimi çektiğim için beni dava ettiler. İnsan haklarını çiğnediğim için. Benim insan haklarımı düşünen yok bu arada. Bu bana ve aileme en büyük hakarettir. Güneyde mal sahiplerini koruyan kanunlar var. Ancak bize uygulanmıyor”

“ORAMSLAR SALDIRIYA UĞRAMADI”

Orams davasını yakından izleyen Conor O’Dwyer, kendi davalarıyla onlarınkini karşılaştırıyor. “Onların evini en azından işgal eden biri olmadı. Orams çifti bizim gibi saldırıya uğramadı” diyor. Güney Kıbrıs’ta tüm emlak acentelerinin durumlarını bildiğini kaydeden eski asker, konuşmasını şöyle tamamlıyor;
“ İngiltere’deki bölge milletvekilim ve Avrupa Parlamentosu Milletvekilim davamızı baştan sonra biliyor ve durumu nefretle karşılıyorlar. Beni destekliyorlar. Durumdan İngiliz Dışişleri Bakanlığı da haberdar. Hakkımda 5 ayrı dava var. Ailemin maddi, manevi tüm yaşamı allak bullak oldu. Güneyden ev alacaklara tavsiyem bizim düştüğümüz duruma düşmemek için plandan ev alıp, paralarını kaptırmasınlar. İkinci defa satılan, bitmiş emlak alıp, tapusunu üzerlerine geçirsinler. İnternetten çok destek mesajı geliyor. Adalete inanıyoruz. Davamızı kazanacağımızı umuyoruz”

Mihrişah Safa

VİLLA SKANDALI

Larnaka yakınlarındaki Frenaros bölgesinde 4 yatak odalı, yüzme havuzlu villa alan 40 yaşındaki O’Dwyer, 100 bin Sterlin ödedikten sonra, villasının bir başka İngiliz’e satıldığını öğrenince ‘dolandırıldığını’ anladı. Hukuk mücadelesi başlatan aile, önce dayak yedi, ardından Rum savcının kararıyla sarsıldı.

Larnaka yakınlarındaki Frenaros bölgesinde 4 yatak odalı, yüzme havuzlu villa alan 40 yaşındaki O’Dwyer, 100 bin Sterlin ödedikten sonra, villasının bir başka İngiliz’e satıldığını öğrenince ‘dolandırıldığını’ anladı. Hukuk mücadelesi başlatan aile, önce dayak yedi, ardından Rum savcının kararıyla sarsıldı.

GÜNEY KIBRIS’a temelli yerleşmek amacıyla 4 yıl önce villa alıp, parasının yarısını ödeyen İngiliz Conor ve Michaela O’Dwyer çifti, müteahhit Rum baba-oğul tarafından dolandırıldı. Evlerinin bir başka İngiliz’e satılması üzerine hem paralarından olan, hem saldırıya uğrayan çift, evsiz de kaldı.
Aileyi en fazla yıkan ise Rum Başsavcı’nın, Conor O’Dwyer’ın Rum müteahhit baba ile oğluna karşı açtığı davada, ‘kriminal değil, sivil bir dava’ kararı. Göz göre göre İngiliz çiftin banka vasıtasıyla parasını alıp, evi başkasına satan baba Christoforos Karayiannas ve oğlu Marios Karayiannas, olayı protesto eden İngiliz’e, iki yılda iki kere saldırarak, hastanelik etti. Baba-oğul aleyhine açtığı davadan ‘şaşırtıcı’ bir karar çıkması üzerine, eski asker Conor O’Dwyer, Rum müteahhitler ve evini kanunsuz işgal eden İngiliz kadın Mihchelle McDonald hakkında özel kriminal davası açtı.

HAYALLERİ YIKILDI
İki kızlarıyla adanın güneyinde yeni bir hayat kurma planları yapan 40 yaşındaki çiftin Kıbrıs hayalleri, Rumların adaletsizlikleri nedeniyle yıkılırken, O’Dwyer çifti adanın güneyinde emlak almak isteyen İngilizlere; “Sakın plan üzerinden, bitmemiş ev alıp, paranızı kaptırmayın. Bir başkasından, tapulu, tamamlanmış emlak alın” tavsiyesinde bulundular.
8 ve 13 yaşındaki kızlarıyla İngiltere’deki evlerini satıp, temelli Kıbrıs’a taşınma planları içindeyken, 100 bin Sterlin’den fazla paralarını kaybeden, son iki yıldır da bir o kadar parayı kira, yol, mahkeme masraflarına harcayan aile; “Artık Kıbrıs bizim için güvenilir yer değil. Hayatımız orada tehlikede. Bir daha adımımızı oraya atmayacağız. Kıbrıs bizim için bitti” dedi.

SALDIRIYA UĞRADI
Eviyle ilgili anlaşmazlıkların başında, villasını görmeye giden İngiliz işadamı, iki yıl içinde baba-oğul Rum müteahhidin saldırısına uğrayıp, Güney Kıbrıs’ta hastanelik olunca, kaydettiği saldırı filmlerini internette yayınladı.
Ayrıca, sesini Rum makamlarına duyurabilmek için Londra’daki Kıbrıs Yüksek Komiserliği önünde 2008 ağustos ayından, ekim sonuna kadar 74 gün gece-gündüz çadır kuran aile, ‘Shame on Cyprus’ ‘Utanmaz Kıbrıs’ sloganıyla protesto başlarından geçenleri protesto ettiler. Son olarak geçtiğimiz günlerde Earls Court sergi salonundaki ‘Place in the Sun’ emlak sergisinde, Rumları aynı sloganla protesto eden aile, durumunu İngiliz kamuoyuna duyurmaya çalıştı.

‘ADALETSİZ DAVRANDILAR’
STAR KIBRIS’ı Londra’nın güneyinde Surrey yakınlarındaki kiralık evlerinde ağırlayan Conor, Michaela, Courtney ve Zoe O’Dwyer, inanılmaz hikâyelerini baştan sonra anlatarak, Rumların adanın güneyinde ev almak isteyen İngilizlere karşı son derece “adaletsiz” davrandığını öne sürdü ve orada ev almak isteyen hemşerilerini uyardılar.
Rumların, Kuzey Kıbrıs’ta kendi arsalarına yapılan emlak nedeniyle mahkemelere gidip, kendilerini haklı çıkartmaya uğraştıklarını söyleyen Conor O’Dwyer, “ Kıbrıs A.B üyesi. Ve bizim gibi orada emlak almak isteyenleri koruyan kanunları var. Ancak Kuzey’de kendi vatandaşları Rumları benzeri kanunlarla korurlarken, güneyde bizim gibi İngilizlere bu kanunlar işlemiyor, işletilmiyor. Bir evi satıp, parasının yarısını alıp, bankaya yatırıyorlar. Ev ilk sahibin üzerine tapuya kaydedilmesine rağmen, sonra evi ikinci kere bir başkasına satıp, paranın üzerine yatıyorlar. Ve ülkenin Baş Savcısı bunun kriminal bir suç olduğunu kabul etmiyor. Sivil mahkemeye havale ediyor. Bir de hakkınızı aramaya kalktığınızda dayak yiyorsunuz. Tüm rüyalarımız, hayallerimiz yıkıldı.. Finansal olarak da paramparça olduk. Ama sonunda adalete güveniyor ve hakkımızı alacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

Devamı yarın….

Mihrişah Safa